FAZİLETLİ İBADETLER - Ramazan Ayının Önemi
Sayı 2
Allah-u Teâlâ sene içerisinde bazı ay ve günleri diğerleri üzerine faziletli kılmıştır. Tâ ki kulları bu günleri vesile edinerek hatalarından tövbe edip O’na yönelsinler. İsyan ederek zayi etmiş oldukları sevapları bu ay ve günler vesilesi ile tekrar kazanabilsinler.
Sevgili Peygamberimiz s.a.v. de: "Recep Allah'ın ayı, Şaban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır." (Süyûtî, Câmiü's-Sağîr, Kenzü'l-Ummâl) buyurarak üç ayların kendilerine has özelliklerini, güzelliklerini ve faziletini belirterek, bu mevsimin mü'minin yüzüne açılmış fırsat yelpazeleri olduğunu duyuruyor.
Rasül-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem üç aylarda:
اَللّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فيِ رَجَبٍ وَ شَعْبَانَ وَ بَلِّغْنَا رَمَضَان
"Allahım! Receb ve Şa'ban'ı hakkımızda mübarek kıl. Bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel; Müsned) diye dua ederek; üç aylara yetişme sevincini, rahmet ayı Ramazana ulaşma özlemini, hasretini ve bu aya kavuşabilme iştiyakını her müminin gönlünde devamlı diri tutmasını istiyor.
Rabbime hamd olsun bizleri Receb ve Şabana ulaştırdı. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu aylarda çok faziletli dualar, ibadetlere sarılıp ve bunların bizlere açılmış bir fırsat olduğunu bilerek faydalanmamız gerekir.
Bizlerin de bu aylarda ne tür faziletli ibadetlere sarılacağımızı en iyi Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatından, ashabından ve yolundan giden sadıklardan öğrenebiliriz.
Hazreti Rasulullah’ın “Şaban benim ayımdır” buyurduğu bu kıymetli ayda, üzerine diğer aylara nazaran çok daha fazla salat-u selamlar arzedilmelidir. Kur’an-ı Kerim’de müminlere: “Allah ve melekleri nebisi üzerine salat ederler. Ey iman edenler siz de onun üzerine canı gönülden salat ediniz” (Azhab suresi, 56) diye emir ve irad buyurmuştur.
Hazreti Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurur ki: “Bir kimse benim üzerime bir salat etse, Allahu Teâlâ o kimseye on salat eder. “Yani ona on rahmet bahşeder buyurmuştur.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu ayda çok oruç tutmaya özel itina gösterirdi. Bu ayda oruç tutmaya özel itina gösteren Efendimiz'in bu ve Ramazan'ın dışında peşpeşe iki ay oruç tutmadığı kaydedilmektedir. (Tirmizî, Savm 36) Şaban'ın tamamını oruçla geçiren (Buhari Savm, 52) Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem "Ramazan'dan sonra en faziletli oruç hangisidir" sorusuna "Şaban" diye cevap vermiştir.
Orucun yanı sıra Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ve ashabı bu aylarda kendilerini Kur’an-ı Kerim okumaya verirlerdi.
Enes b. Malik radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre:
Sahabe-i Kiram Şaban hilalini görünce, kendilerini Kur'an-ı Kerîm okumaya verirler, çokça ve devamlı salatü selam getirirlerdi. Ticaret erbabı borçlarını öderler, senelik hesaplarını toparlarlardı. Zenginler ise mallarının zekatını hesap eder, fakirlere dağıtırlardı ki, ihtiyaçlarını alabilsinler. Sıkıntılarını giderebilsinler. Bu sayede toplum hep birlikte, neşe içinde heyecanlı, aşk ve vecd içinde Ramazanı yaşasın bayram yapabilsin. Hakimler, valiler, mahkumlarla görüşür, ekseriyetini afvedip, tahliye ederlerdi.
Görüldüğü gibi bu hadis-i şerif, ferdi, içtimai yönüyle üç aylarımızı nasıl geçirmemiz gerektiğini, bizlere açık bir şekilde izah etmektedir. Her meslek gurubunun kendine özgü yapacağı vazifeleri her kesimden insanların aynı heyecanı yaşayabilmesi için dikkat etmesi gerekli davranışları olmalıdır.
Şaban ayından sonra gelen mübarek Ramazan ayında bütün iyilikler, bütün bereketler bulunur. Her iyilik, her bereket, Allah-u Teâlâ’nın zatından gelmektedir. Kur’an-ı Kerim bu ayda indirilmiş ve oruç bu ayda farz olmuştur.
Allahu Teâlâ buyurur ki;
“Ramazan ayı öyle bir aydır ki, insanlara hidayet (doğru yolu gösteren) ve yine hidayet ve furkan (doğru yolu gösterici ve hâk ile batılı birbirinden ayrıcı ayetler) den beyyinat (nice açık deliller) olan Kur’ân, onda (ki kadir gecesinde Levh-i Mahfuz’dan birinci kat semaya indirilmiştir.” (Bakara suresi,185)
Ramazan-ı Şerif ayının, Kur’an-ı Kerim ile bağlılığı olduğu için bu ayda, bütün hayırları ve bereketleri kendinde toplamıştır. Bütün bir yıl müddetince herhangi bir yoldan, herhangi bir kimseye gelen bütün hayır ve bereketler, bu çok kıymetli ayın bereketler denizinden bir damla gibidir. Bu mübarek ayda Kur’an-ı Kerim’e daha cok vakit ayırıp okumak lazımdır.
Hazreti Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurur ki:
“Kur’an-ı Kerimden tek harf okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle (kayda geçer). Elif-Lam-Mim bir harftir demiyorum. Aksine Elif bir harf, lam bir harf ve mim bir harftir.”
Hazret-i Cebrail aleyhisselam her Ramazan ayında, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e gelir, o güne kadar nazil olan ayet-i kerimeleri karşılıklı birbirlerine okurlardı. Peygamberimizin vefatından önceki Ramazanda bu mukabele iki defa tekrarlanmıştır. Onun için camilerimizde, evlerimizde ramazan ayında mukabele okuruz.
İmam Rabbani hazretlerinin de bu hususta; “Ramazan-ı Mübarek, bir kimseden razı olursa, o kimseye müjdeler olsun. Bir kimseye gücenirse bereketlerinden ve hayırlarından pay almazsa o kimseye yazıklar olsun! Bu ayda, Kur’an-ı Kerim’i hatmetmek, aslın bütün kemâllerine ve zıllin bütün bereketlerine kavuşmak için olabilir. Ramazan-ı Şerifte Kur’an-ı Kerim’i hatmeden kimsenin bereketlerine kavuşması hayırlarından pay alması umulur.” (Mektubat-ı Rabbani, 1/165) buyurmuştur.
Bu ayda farz ibadetlerden olan orucumuzuda eda ederiz. Oruç tutanlara pek çok faideler ve mükafatlar vardır; şeytanı kahreder, bedenin zekatıdır, tutan kişinin duası makbüldir, açlığa sabretmeyi öğretir, zekayı açar, mahşerder özel ikramlar vardır…
Bu kadar faziletli bir ay olmasının sebeplerinden bir taneside, bu mübarek ayda Kur’an-ı Kerim’in nazil olmasıdır. İlk vahyin indiği o geceye Kadir gecesi deriz. Bu gecenin Ramazanın son onunda ve 21, 23, 25, 27 gibi tek gecelere denk geldiğine teyid eden rivayetler vardır. Bu gece bin aydan daha hayırlıdır.
Hz. Ayşe’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber, vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününde itikâfa girmiştir. Vefatından sonra eşleri itikâfa girmeye devam ettiler. (Buhârî, İ’tikâf 1; Müslim, İ’tikâf 5.)
Yine Hazret-i Ayşe anlatıyor:
“Rasûlullah Ramazan ayında ibadet hususunda diğer aylarda görülmeyen bir gayret içerisinde olurdu. Ramazan’ın son on gününde ise kendisini çok daha fazla ibadete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, ailesini uyandırır ve izârını bağlardı. (Yâni ibâdet için hazırlıklarını tamamlar ve büyük bir azimle Hakk’a yönelirdi.)” (Buhârî, Fadlu Leyleti’l-Kadr, 5; Müslim, İ’tikâf, 8)
Allah’ım! Habibinin hürmetine bizleri bağışla. Kusurumuzu affet. Bizi kendine kul kabul et. Emaneti alma zamanına kadar bizi emanetine emin kıl. Bize verdiğin maddi manevi rızkımıza bereket ihsan eyle. Amin!
Emir Yılmaz
Kaynak: Mubarek Günlerin Özellikleri ve İhya Usülleri - Kübra Ülkü